Kleptomani kaç yaşında başlar ?

Defne

New member
Kleptomani Nedir ve Kaç Yaşında Başlar?

Kleptomani, kişinin kontrolsüz bir şekilde, genellikle ihtiyaç duymadığı eşyaları çalma dürtüsünü hissetmesiyle tanımlanan bir psikolojik bozukluktur. Her ne kadar çoğu insan bir şeyleri çalma isteği hissetmiş olsa da, kleptomani bir dürtü kontrol bozukluğudur ve çalma eylemi, kişiyi ciddi şekilde psikolojik ve sosyal anlamda zor durumda bırakabilir. Bu yazıda, kleptomani hastalığının başlangıç yaşına dair veriler, gerçek dünyadan örnekler ve konuya dair bilimsel bakış açılarını inceleyeceğiz. Bu konuya ilgi duyanlar için oldukça merak uyandırıcı bir araştırma alanı, çünkü kleptomani, görünüşte basit bir alışkanlık gibi görünebilir, ancak daha derin psikolojik kökenlere dayanır.

Kleptomani'nin Başlangıcı: Ne Zaman Başlar?

Kleptomani genellikle ergenlik veya genç yetişkinlik dönemlerinde başlar. Ancak, bu bozukluğun başlangıç yaşı kişiden kişiye değişebilir. Yapılan araştırmalara göre, kleptomani başlangıç yaşı genellikle 18-25 yaşları arasındadır. Özellikle, bu bozukluğun kadınlarda daha erken yaşlarda başladığı gözlemlenmiştir. Çoğu kişi, kleptomaniyi bir alışkanlık olarak değil, bir dürtü kontrol bozukluğu olarak tanımlar. Bu da, bozukluğun yaşanabilir bir düzeyde kontrol edilememesinden kaynaklanır. Yapılan bir çalışmada, kleptomaniyi tanımlayan kişilerin %60'ının bozukluğu 20 yaşından önce yaşamaya başladığı bulunmuştur (American Journal of Psychiatry, 2007).

Ancak, her ne kadar çoğu vakada başlangıç yaşı genç yetişkinlik olsa da, kleptomani bazı çocukluk dönemlerine ait travmalar veya aile içi dinamiklerden de tetiklenebilir. Özellikle çocukluk dönemindeki yoksulluk, duygusal ihmal veya travmalar, kişiyi bu bozukluğa yatkın hale getirebilir. Bu bağlamda, kleptomaniyi ergenlik döneminden önce de yaşayan bireyler vardır. Yine de, bu tür erken yaşlarda görülen vakalar daha nadir olup, genellikle psikolojik bir travmanın sonucu olarak gelişir.

Kleptomaniyi Cinsiyet Perspektifinden İncelemek

Kleptomaniye dair yapılan araştırmalar, cinsiyetin bu bozukluğun seyrinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Erkekler, genellikle bu bozukluğu daha ergenlik döneminin ortalarından itibaren deneyimlerken, kadınlar daha erken yaşlarda bu dürtüyü yaşamaya başlarlar. Erkeklerin kleptomaniyi daha çok pratik ve sonuç odaklı bir şekilde yaşadığı, kadınların ise daha çok sosyal ve duygusal etkilere dayalı olarak bu bozukluğu deneyimlediği görülür. Erkekler genellikle bir şeyleri çalmanın getirdiği pratik faydalara odaklanırken, kadınlar bu dürtüyü çoğu zaman toplumsal ya da psikolojik boşluklarını doldurmak adına yaşar.

Birçok kadının kleptomaniyi bir tür "duygusal boşluk" hissini gidermek için kullandığı düşünülmektedir. Kadınlar bu bozukluğu, daha çok kendilerini değersiz hissettikleri ya da sosyal izolasyona uğradıkları durumlarda yaşamaya başlarlar. Öte yandan, erkekler daha çok dışsal bir dürtü olarak, çalınan eşyanın maddi değeriyle ilgili daha fazla ilgi gösterirler. Bununla birlikte, araştırmalar, kleptomani hastalığının kadınlar arasında daha yaygın olduğuna işaret etmektedir. Birçok çalışmaya göre, kadınlar kleptomaniyi erkeklerden 3 kat daha fazla deneyimler (National Institute of Mental Health, 2019).

Kleptomani: Sosyal ve Psikolojik Etkileri

Kleptomani, yalnızca bireysel bir psikolojik bozukluk olmakla kalmaz, aynı zamanda sosyal yaşantıyı da ciddi şekilde etkiler. Bu bozukluğu yaşayan kişilerin çoğu, suçluluk ve utanç duygularından ötürü toplumsal ilişkilerde zorluklar yaşar. Aile, arkadaş çevresi ve iş yerindeki ilişkiler bu bozukluktan büyük ölçüde etkilenebilir. Sürekli gizli bir şekilde çalma dürtüsüne kapılan kişiler, zamanla sosyal izolasyona uğrarlar. Sonuç olarak, bu kişilerde depresyon, anksiyete bozuklukları ve sosyal fobi gibi ikinci dereceden psikolojik problemler de gelişebilir.

Gerçek Dünyadan Örnekler

Gerçek dünyadaki örnekler, kleptomaniyi anlamak adına oldukça öğreticidir. Birçok ünlü, kleptomaniyi bir tür kişisel mücadele olarak açıklamıştır. Örneğin, ünlü aktris Winona Ryder, 2001 yılında bir mağazada 5.500 dolar değerinde eşya çalmış ve bu olayın ardından kleptomani bozukluğu nedeniyle tedavi görmek zorunda kalmıştır. Ryder, çalma dürtüsünün kendisini nasıl kontrol edilemez bir şekilde sarhoş ettiğinden bahsetmiştir. Bu olay, kleptomaniyi çok daha geniş bir kitleye tanıtmış ve bozukluğun kişisel bir kontrol sorunu olduğuna dair farkındalığı artırmıştır.

Benzer şekilde, farklı bir örnekte, kleptomani nedeniyle mağazalarından sürekli kayıp yaşayan bir perakende işleticisi, her yıl yüzlerce öğe kaybı yaşadıklarını belirtmiştir. Bu kayıpların çoğu, gerçek anlamda ihtiyaç duymayan kişiler tarafından yapılmaktadır. Bu örnek, kleptomaniğin sadece bireyler için değil, aynı zamanda toplum ve iş dünyası için de ciddi bir sorun haline gelebileceğini göstermektedir.

Sonuç: Kleptomaniyi Anlamak ve Ele Almak

Kleptomani, erken yaşlardan itibaren gelişebilen, psikolojik temelli bir bozukluktur. Çalma dürtüsü, kişiyi yalnızca maddi değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal açıdan da zorlayabilir. Bu bozukluğun tedavisi, genellikle terapi ve bazen ilaç tedavisiyle mümkündür. Erken teşhis, tedavi sürecini önemli ölçüde kolaylaştırır.

Forumda bu konuyu tartışırken, kleptomaniyi sadece basit bir alışkanlık olarak görmemek önemlidir. Bu bozukluğa sahip kişilerin çoğu, ciddi bir psikolojik mücadele içindedir. Peki, sizce kleptomani daha çok bireysel bir zayıflık mıdır, yoksa toplumsal ve psikolojik etkenlerden mi kaynaklanır? Farklı bakış açılarını ve deneyimleri duymak gerçekten ilginç olacaktır!